Sanatın Arketipi Olarak Anne İmgesi

Sanatın arketipleri Paleolitik (Eski Taş Çağı) Çağın ortalarına doğru belirmeye başlar. Bu imgelerin belki de sanat açısından en önemlisi “anne imgesi”dir. Anne imgesi sanatın olduğu kadar inancın da arketiplerindendir. Yani sanatla inancın arketipleri aynı özden gelmektedir. Anne arketipiyle ilgili görsel düşüncelerin kanıtları mitolojik belgelere ve arkeolojik buluntulara dayandırılmaktadır. Anne imgesi insanın günlük ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirdiği araç gereçlerden farklı olarak, tinsel kavrayışının bir ifadesidir. Bu ifade, insanın yaşam macerasında, sanat düşüncesinin gelişmesine öncülük etmiştir. Neolitik (Yeni Taş Çağı) Çağ’ında sanat imgesi olan ana tanrıça imgesi, tarım kültürünün gelişmesiyle birlikte yeniden biçimlenerek gittikçe soyutlaşan bir hal almıştır. Ayrıca Ana Tanrıça olarak betimlenen heykeller üç boyutlu görünüşlerinden sıyrılarak iki boyuta kadar indirgenmiştir. Neolitik Çağın sonları ve Tunç Çağının başlarından itibaren tarım kültürünün gelişimine bağlı olarak toplulukların daha organize toplum yapılarına yöneldiği anlaşılmaktadır. Bu sosyal gelişmelere bağlı olarak da anne imgesi otoriter, nesnel bir hal almaya başlar. Ana Tanrıça imgesi Antik Döneme doğru tarımsal bereketin sembollerini üzerinde taşıyan fakat doğurganlığı artık ikinci planda kalan yüzü, bedeni ayrıntılı olarak tasvir edilen bir biçime dönüşür. Bu biçimdeki tasvir anlayışı insan-tanrıdan, insanı betimleyen bir anlayışa doğru değişmiştir. Ana Tanrıça geleneği, sonunda eril bir tanrıyı yaratarak rolünü ona devretmiştir. Sanatın kaynağı olarak anne imgesi, ortaya çıkışından günümüze kadar birçok değişime uğramış ama yok olmamıştır. Bu köklü sanat geleneğinin tezahürlerini her zaman estetik, kozmolojik, teolojik, antropolojik ve psikolojik iç içe geçmiş somut değerler olarak görmek mümkündür
Anahtar Kelimeler:

anne, imge, sanat, arketip, heykel

Sanatın Arketipi Olarak Anne İmgesi

Sanatın arketipleri Paleolitik (Eski Taş Çağı) Çağın ortalarına doğru belirmeye başlar. Bu imgelerin belki de sanat açısından en önemlisi "anne imgesi"dir. Anne imgesi sanatın olduğu kadar inancın da arketiplerindendir. Yani sanatla inancın arketipleri aynı özden gelmektedir. Anne arketipiyle ilgili görsel düşüncelerin kanıtları mitolojik belgelere ve arkeolojik buluntulara dayandırılmaktadır. Anne imgesi insanın günlük ihtiyaçlarını karşılamak için geliştirdiği araç gereçlerden farklı olarak, tinsel kavrayışının bir ifadesidir. Bu ifade, insanın yaşam macerasında, sanat düşüncesinin gelişmesine öncülük etmiştir.   Neolitik (Yeni Taş Çağı) Çağ'ında sanat imgesi olan ana tanrıça imgesi, tarım kültürünün gelişmesiyle birlikte yeniden biçimlenerek gittikçe soyutlaşan bir hal almıştır. Ayrıca Ana Tanrıça olarak betimlenen heykeller üç boyutlu görünüşlerinden sıyrılarak iki boyuta kadar indirgenmiştir.  Neolitik Çağın sonları ve Tunç Çağının başlarından itibaren tarım kültürünün gelişimine bağlı olarak toplulukların daha organize toplum yapılarına yöneldiği anlaşılmaktadır. Bu sosyal gelişmelere bağlı olarak da anne imgesi otoriter, nesnel bir hal almaya başlar. Ana Tanrıça imgesi Antik Döneme doğru tarımsal bereketin sembollerini üzerinde taşıyan fakat doğurganlığı artık ikinci planda kalan yüzü, bedeni ayrıntılı olarak tasvir edilen bir biçime dönüşür. Bu biçimdeki tasvir anlayışı insan-tanrıdan, insanı betimleyen bir anlayışa doğru değişmiştir. Ana Tanrıça geleneği, sonunda eril bir tanrıyı yaratarak rolünü ona devretmiştir. Sanatın kaynağı olarak anne imgesi, ortaya çıkışından günümüze kadar birçok değişime uğramış ama yok olmamıştır. Bu köklü sanat geleneğinin tezahürlerini her zaman estetik, kozmolojik, teolojik, antropolojik ve psikolojik iç içe geçmiş somut değerler olarak görmek mümkündür.Anahtar Sözcükler: anne, imge, sanat, arketip, heykel.Mother Image as An Archetype of ArtThe archetypes of art begin to appear towards the middle of Palaeolithic Age. The most important one of these images, in terms of art, is perhaps "the mother image". The mother image is one of the archetypes of belief as well as of art. That is, the archetypes of art and belief come from the same origin. The evidences of visual thoughts related to mother image is based on mythological documents and archaeological findings. The mother image is a statement of moral comprehension different from the instruments by which human developed to meet his daily needs. This statement pioneered the development of human's art thought in his life adventure. The mother goddess image that was the art image of Neolithic Age has increasingly become abstract by reshaping together with developing the agriculture. The sculptures that were described as mother goddess have also been reduced to two-dimensional appearance by eluding their three-dimensional appearances. From the late Neolithic Age and early Bronze Age, it has been understood that societies has headed towards more organized community structures depending on developing agriculture.  The mother image becomes authoritarian and objective in parallel with these social developments. The mother goddess image turns into a form that carries the symbols of agricultural fertile but her fertility stay in background and in which her face and body were described in detail towards Ancient period.That kind of portrayal understanding turned from human-god to an understanding that described human. The tradition of mother goddess eventually conveyed her role to a masculine god. The mother image as a source of art has undergone a lot of changes but has never vanished from its emergence to today. It is always possible to see the signs of this rooted art tradition in our life as concrete realities.Keywords: mother, image, art, archetype, sculpture.

___

Akurgal, E. (1997). Anadolu kültür tarihi. Ankara: Tübitak.

Bazin, G. (1998). Sanat tarihi, (Üzra Ünal, Selahattin Hilav, Çev.). İstanbul: Sosyal.

Campbell, J. (1995). Batı mitolojisi, (Kudret Emiroğlu, Çev.). Ankara: İmge Kitabevi.

Darga, A. M. (1984). Eski Anadoluda kadın. İstanbul: Acar .

Eliade, M. (2003). Dinler tarihine giriş. (L. Arslan, Çev.). İstanbul: Kabalcı.

Eliade, M. (2003). Dinsel inançlar ve düşünceler tarihi. (A. Berktay, Çev.). İstanbul: Kabalcı.

Erhat, A. (2002). Mitoloji sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Freud, S. (1995). Dinin kökenleri. (S. Budak, Çev.). Ankara: Öteki.

Grimal, P. (1997). Mitoloji sözlüğü. (S. Tamgüç, Çev.). İstanbul: İstanbul.

Ian, H. ve Aydıngün, Ş. (2006). Tunç çağının gizemli kadınları, İstanbul: Yapı Kred.

Jung, C. G. (2005). Dört arketip. (Z. A. Yılmazer, Çev.). İstanbul: Metis.

McDowel, M. (1964), Healing nacissistic injury andaddiction: Tahaki of the red skin. Erişim Tarihi: 25.06.2009,

http://www.jungny.com/carl.jung.25.html

Michel, A. (1993). Feminizm, ( Şirin Tekeli, Çev.). İstanbul: İletişim.

Olgunlu, A. C. (2004). Ana tanrıça’dan Mevlana’ya. İstanbul: Simurg.

Roller, E. L. (2004). Ana tanrıça’nın izinde. (B. Avunç, Çev.). İstanbul: Homer.

Storr, A. (2006). Jung’dan seçme yazılar. (L. Özşar Çev.). Ankara: Dost.

Witcombe, C. (2009). Women in prehistory. Erişim Tarihi: 17.06.2009, http://www.arthistory.sbc.edu/imageswomen/biblioprehist.html

Worringer, W. (1995). Soyutlama ve özdeşleyim. (İ. Tuanalı Çev.). İstanbul: Remzi Kitabevi.