KRİZ VE YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER: “İŞGAL ET” ÖRNEĞİ

Neo-liberal küreselleşme sürecinde bireyler, sınıflar ve ülkeler arasındaki eşitsizlikler giderek artmış ve derinleşmiştir. Bu sürecin bir sonucu olarak belirsizlik ve güvencesizlik toplumsal yaşamın olağan parçaları haline gelmiştir. Anılan dönemde uygulanan ekonomi politikalarının bir sonucu olarak, geleneksel emek hareketinde yaşanan gerilemenin de etkisiyle bir toplumsal muhalefet açığı sorunu söz konusu olmuştur. Bu noktada 1968 Hareketi ile başladığı varsayılan yeni toplumsal hareketler bir toplumsal muhalefet alternatifi olarak ön plana çıkmıştır. Yeni toplumsal hareketlere ilişkin tartışmalarda 1999 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Seattle eyaletinde gerçekleştirilen Dünya Ticaret Örgütü karşıtı gösterilerin ayrı bir önemi vardır. Seattle sonrası süreçte sermayenin küreselleşmesi karşısında küresel muhalif hareketi simgeleyen Dünya Sosyal Forumu düzenlenmeye başlanmıştır. Dünya Sosyal Forumu, küresel düzeyde muhalefeti örgütlese de, bu yapının yerel ve ulusal sorunları nasıl çözeceği sorusu uzun tartışmaların yaşanmasına neden olmuştur. Belirtilen tartışmalar 2008 Krizi ile birlikte iyiden iyiye hızlanmıştır. Bu süreçte Yunanistan ile başlayıp İspanya ve kısmen Arap ülkeleri ile devam eden yeni toplumsal hareket örnekleri yeni bir muhalefet anlayışının simgesi olmuşlardır. Sıralanan örneklerle benzer şekilde, krize karşı alınan önlemlerin Amerika Birleşik Devletleri’nde orta sınıflar üzerinde yarattığı olumsuz sonuçlar ve sermaye sınıfının çıkarlarının korunması adına alınan önlemlerin orta sınıflar üzerinden tazmin edilmesi bu ülkede de toplumsal huzursuzluğun artması sonucunu doğurmuştur. Ülkede irili-ufaklı eylemlerle başlayan kriz karşıtı gösteriler İşgal Et Hareketi ile birlikte büyük bir sıçrama yaşamıştır. Bu çalışmanın amacı, neo-liberal ideolojinin gelişimi ekseninde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan ekonomik krizi ve İşgal Et Hareketini yorumlamaktır.

CRISIS AND NEW SOCIAL MOVEMENTS: THE OCCUPY MOVEMENT

Equalities between individuals, social classes and countries increased and deepened during the neo-liberal globalization process. As a result of this process, uncertainity and insecurity became a usual part of social life. Because of the decline of the traditional labor movement which caused by the economy policies a social opposition deficit problem came into question. At this point the new social movements which started with the 1968 Movement came into prominence as a social opposition alternative. Anti-World Trade Organization protests which settled in Seattle in 1999 has a special place in the new social movements discussions. After Seattle, World Social Forum has arranged as a global opposition movement against the globalization of the capital. The question of how could global movements solve the local and national problems has been the main problem of World Social Forum. These arguments accelerated after the 2008 Crisis. During this period the social movements which started in Greece and continued in Spain and partially Arab countries became a symbol of new opposition percept. The negative effects of economic crisis upon the middle classes in the United States and the precautions which aims to benefits of the capitalist class and compensated from the middle classes raised social unrest in the United States too. The anti-crisis protests in the United States started with the large and small actions and experienced a big leap after the Occupy Movement in 2011. The aim of this study, interpreting the 2008 Crisis and the Occupy Movement in the axis of neo-liberal ideology.