BULGAR YAYINLARINDA VE EĞİTİM HAYATINDA “TÜRK İZLERİ”

Bulgaristan'da her dönemde Türkçe yayınlar yapılmıştır. Bu yayınlarda önceleri Arap alfabesi kullanılırken Türkiye'deki 1928 harf inkılabından sonra gazete, takvim ve kitapların kimi Arap, kimi Latin harfleri ile basılmıştır. Bulgaristan Türkleri'nde geleneğe bağlı folklor, halk tiyatrosu, Karagöz gibi anonim eserlerle ve Tekke Edebiyatı etkileriyle gelişen bir edebi zenginlik görülmektedir. Bulgaristan Türkleri'nin diğer Balkan Türkleri ve Türkiye Türkleri ile ortak bir kökten gelen ve her bakımdan büyük benzerlikler gösteren atasözü, deyim, bilmece, mani, ninni, türkü, fıkra, efsane ve masalları bu gün de bütün canlılığı ile devam etmektedir. Şiirin ana teması köy hayatı ve geleneğe dayalı toplum yapısıdır. Hikaye ve şiire göre roman türü daha az gelişmiştir. 1984'te Türkçe yayın yasağıyla yavaşlayan edebi hareketler, son gelişmelerle yeniden canlanmaktadır. Bu gün Bulgaristan'da Hak ve Özgürlük gazetesi çık makta ve Sofya radyosunda günde 15 dakika Türkçe yayın yapılmaktadır. 20. yüzyılın başlarından 1945'e kadar Bulgaristan'da 112 Türkçe dergi ve gazete yayınlanmıştır. Bulgaristan uzun yıllar Türk hakimiyeti altında yaşadığından, bu topraklarda Türk dilinin ve Edebiyatı'nın çok köklü bir geçmişi vardır. Divan Edebiyatı'nın pek çok üstadı Bulgaristan topraklarında doğmuş veya eserlerini bu bölgede vermiştir. Şiir, roman, hikaye, piyes gibi türlerde verilen eserler yanında, dünya klasiklerinden de pek çok tercümeler yapılmıştır.

“TURKISH REFLECTIONS” IN THE BULGARIAN PUBLICATIONS AND EDUCATIONAL LIFE

For several centuries the Balkan region has been regarded as a zone of fraction between the Orient and Europe, between Islam and Christianity, where nothing is actually Christian, nor is it Islamic, a mysterious area where everything is possible. Not so long ago the discourse about the Orient concentrated around and treated mainly the interests of the big colonial empires in the East and their reflection in scholarship and letters, in the image of the "Orient" and "Oriental" peoples in the West. The attitudes in the Balkans, however, and especially those of Bulgarians to Turks and Muslims, meet us with a different reality, the reality of a (probably) "white" people (Christians) ruled by an "Oriental" empire. The recognition of the neighbour, the ethnic, religious and/or linguistic "other" in the Balkans where the relations are further complicated by the impact of the historical factor, and where each nation claims some kind of political and/or cultural dominance in the past, usually at the expense of the neighbours, is still in its beginning.