15 Temmuz Başarısız Darbe Girişimi ve Türk Dış Politikası Üzerindeki Etkileri

15 Temmuz başarısız darbe girişimin ardından, Türk dış politikası siyasi, akademik ve diplomatik çevrelerin yanı sıra medyada da bir kez daha tartışma konusu oldu. Tartışmalar Türkiye’nin NATO üyeliğinden, AB ile ilişkilerine, DAEŞ ile mücadelesindeki güvenilirliğinden, eksen kaymasına kadar pek çok konuyu içerdi. Bu tartışmaların spekülatif tarafına rağmen, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türk dış politikasının yeni eğilimleri ve ülkenin hem uluslararası örgütlerle hem de tek tek uluslar ile ilişkilerinin incelenme gereği açıktır. Bu makale son zamanlarda Türk iç siyasetinde yaşanan gelişmelerin Türk dış politikasının yakın geleceği üzerinde kesin bazı etkileri olacağını tartışmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi de iç politikanın dış politikada belirleyici olduğu nosyonunu destekleyici önemli bir örnek olaydır. Doğrusu iç siyasetteki son gelişmeler Gülenciler ile AK Parti Hükûmeti arasında devleti kontrol etme üzerine yaşanan güç çatışması ve son olarak darbe girişiminden kaynaklanmaktadır. Bu makale yeni Türk dış politikasının –ki 2013 yılının sonuna dayandırılabilir- daha rasyonel, operasyonel ve uluslararası alanda politika yapıcı bir tavır belirleyeceğini tartışmaktadır. Bu tavır Türk dış politikasında neorealist sinyaller verecek olsa da Türkiye’nin değerlere dayalı dış politikası yeni yaklaşımlarında yer tutmaya devam edecek, özellikle de uluslararası sistemin oluşturulmasında

The July 15 Failed Coup Attempt and Its Implications for Turkish Foreign Policy

In the aftermath of the July 15 coup attempt, Turkish foreign policy has once again become the subject of debate amongst political, academic and diplomatic circles, as well as media outlets. The discussions put forward questions on Turkey’s NATO membership, its relations with the EU, its trustworthiness in allying in the fight against ISIL in the region, and the likeliness of Turkey’s slide into new axis of alliance with Russia and Iran. Despite the speculative potential of these foreign policy questions, Turkish foreign policy inclinations and the country’s interactions with international institutions and individual nation states need to be revised after the July 15 coup attempt. This paper argues that that the recent domestic developments in Turkey, which actually started with a confrontation between the Gulenists and AK Party government over the control of state institutions and then resulted in the coup attempt, have certain implications for the country’s near foreign policy inclinations. New Turkish foreign policy, which can be traced back to the end of 2013, takes on the mantel of a more rational, operational and internationally-focused policymaker. Although rational and operational mode of action may signal neorealism in the new Turkish foreign policy, Turkey will continue its value-based reservations, especially in the making of international order.