ALMANYA’DA DİN VE DEVLET: BATI VE DOĞU

Almanya‟da kilise ile devlet arasındaki ilişki devlet Hıristiyanlığı‟nın yüzyıllarca yıllık tarihiyle ve aynı zamanda kiliselerin devlete karşı bağımsızlık mücadelesiyle belirlenmiştir. Kiliseler devletin gücüne karşı eleştirel güçlerini, Hitler‟in diktatörlüğüne ve nasyonal sosyalizmin totaliter Weltanschauung‟unakarşı duruşlarıyla kazanmışlardır. 1961‟de iki Alman devletinin bölünmesinden sonra Alman Demokratik Cumhuriyeti‟nde sosyalizmin içerisinde bir kilise oluşmuştur. Bu kilise iç sosyal politikaları ve ulusların arasındaki barış politikalarını geliştirmek için hem kendi toplumunun totaliter argümanlarına karşı koymayı hem de devletle önemli bir ortaklığa katılmayı arzulamaktadır. Almanya Federal Cumhuriyeti‟nde Katolik ve Evanjelik kiliseleri bir Volkskirche‟nin yani bir halk kilisesinin çizgileri doğrultusunda kendilerini daha fazla geliştirmektedirler. Kilisenin doğasına yönelik bu kavrayış biçimi, 1981‟deki barış hareketinin oluşumundan bu yana defalarca tartışmaya açılmıştır. Sonuç olarak bir taraftan kiliseler arasında var olan mesafe daha da açılırken, diğer taraftan da devletin siyasi dini ve iddiaları birbirine paralel olarak gelişmiştir