TÜRKİYE'DE ÇOK PARTİLİ SİYASAL HAYATA GEÇİŞ ÖNCESİNDE SİVİL TOPLUM, YURTTAŞLIK HAKLARI VE YAZILI BASIN

Devlet-sivil toplum-demokrasi üçgeninin ağırlık merkezinde yer alan basının Batı'lı ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de yurttaşlık haklarının gelişmesinde doğrudan katkısı olmuştur. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de yurttaşlık haklarının olgunlaşmasının, özellikle yazılı basındaki gelişmelere koşut bir paralellik gösterdiğinin irdelenmesidir. Betimleyici bir yaklaşımın sergilendiği çalışmanın başlangıç noktasını, Osmanlı'nın son dönemindeki Batılılaşma hareketleri ve basının üstlendiği misyon oluşturmuştur. Bu dönemde, yüzü Batı'ya dönük gazetecilerin yenileşme ve hak arayışları ön plana çıkarken; karşılaştıkları önemli engellemeler, sağlanan kazanımların sınırlılığına neden olmuştur. Bağımsızlık savaşı sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti döneminde ise, Batı'lı anlamda bir toplum projesi oluşturulmuştur. Bir yandan temel hak ve özgürlükler anayasal güvence altına alınırken; diğer yandan modern bir yurttaş profili gerçekleştirilmiştir. Bununla birlikte, dönemin gerek iç gerekse dış politikasındaki konjonktürel gelişmeler demokrasi fikrinin yaşama geçirilmesinde gecikmelere yol açmıştır. Özellikle bu dönemde, basından beklenilen işlev, kurulan yeni düzeni ve devrimleri desteklemesi ve bu konuda halkı bilinçlendirmesi olmuştur. Kuşkusuz bu dönemde, Cumhuriyet idealine muhalif olan basın üzerinde önemli kısıtlamalara gidilmiştir. Sonuç olarak çok partili siyasal hayata geçiş öncesindeki dönemin ele alındığı bu çalışmada, basının kimi zaman karşılaştığı sınırlamalara rağmen, yurttaşlık haklarının gelişiminde önemli ancak yeterli olmayan bir rol oynadığı vurgulanmıştır.