Her bir AB Tüzüğü’nde yer alan hukuki terimler, kendi içinde bağımsız olarak yorumlanmalıdır. Bu amaçla, Brüksel IIbis Tüzüğü’nün 2. maddesi, Tüzük metninde kullanılan terimlerin hepsini olmasa da çoğunluğunu kapsayacak şekilde bir tanımlar listesine yer vermiştir. Bununla birlikte, usul hukuku maddi hukuktan tamamıyla bağımsız düşünülemez. Bu makalede, Brüksel IIbis Tüzüğü’nün uygulama alanının tespitinde, aile hukukuna ilişkin maddi hukuk kurallarının etkisi incelenmiştir. Öncelikle, bu mesele kamu hukuku – özel hukuk ayrımı ile ilgilidir. Boşanmaya ilişkin meseleler değerlendirilirken, evlilik kurumuna ilişkin yeni bakış açıları ve çok kültürlü toplumların ortaya çıkışı dikkatle göz önünde bulundurulmalıdır. Tüzüğün velayet hakkına ilişkin hükümlerinin uygulama alanı çok büyük ölçüde yeni aile anlayışı baz alınarak belirlenmiştir. Modern görüşlerin müdahalelerine rağmen, çocuğun mutad meskeninin neresi olduğunun tespitinde gelenekçi görüşlerin yeniden ortaya çıktığını ileri sürmek mümkündür.

Legal terms contained in each Regulation have to be interpreted in an autonomous way.To this purpose Article 2 of Regulation Brussels IIbis contains a list of definitions coveringmost but not all of the legal terms used. However, procedural law cannot be completelydissociated from substantive law. This paper addresses the impact of substantive familylaw on the determination of the Regulation’s scope of application.First of all, there is a relevance of the divide line between public and private law. As faras divorce issues are concerned, the new perception of marriage and the emergence ofmulticultural societies have to be carefully taken into account. The scope of application inrelation to parental responsibility is to an important extent determined upon the basis ofthe new concept of family. Despite the interference of modern perceptions, it can be arguedthat determining the place of the child’s habitual residence has led in the resurgence oftraditionalist views.