XV-XVI. Asırlarda Giresun ve Yöresine Dâir Bâzı Bilgiler

Doğu Karadenizin mutena köşelerinden biri olan Giresun, gerek mevkii ve gerekse nispeten mahfuz limanı ile kadim asırlardan beri oldukça ehemmiyetli bir yere sahip olmuştu. Miletlerin Doğu Karadeniz kıyılarında kurdukları kolonilerden biri olduğu anlaşılan, kalesi Pontos kralı Farnakes tarafından inşâ ve tamir olunan şehir, Cenevizlilerin mühim bir ticaret kolonisi haline gelmiş, Trabzon Rum İmparatorluğu devrinde de bu hususiyetini sürdürmüştüt1). Selçuklular devrinde fetih maksadıyla bu bölgelere sevk edilen Türkmen boylarından Çepniler, Ordu ve Giresun yöresinde faaliyette bulunmuşlar ve Anadolu Selçuklularının son devirlerinde bu bölgelerde bir beylik kurmuş olan Hacı Emiroğullarmdan Süleyman Bey, Giresun'u tahminen 1396 veya 1397'de ele geçirmiştik). Beylik l. Bayezid. devrinde Osmanlı hakimiyetine girince, şehir Osmanlılara bağlanmış, ancak bölgedeki kesin hakimiyet Fâtih Sultan Mehmed’in Trabzon seferi sonrası gerçekleşmişti.

XV-XVI. Asırlarda Giresun ve Yöresine Dâir Bâzı Bilgiler