CAHİLİYE DEVRİNDE ARAPLARDA KEHANET VE KÂHİNLİK

Kadim toplumların sosyal hayatında önemli bir yer tutan kehânet, Cahiliye dönemi Arap toplumunun yaşam şeklini belirlemede önemli rol oynamıştır.  Cahiliye devrinde Araplar, kâhinin kehânette bulunma sebebini yaratılışının ve mizacının temizliğinden kaynaklandığına inanmışlar ve bu sayede kâhinin gelecekle ilgili tahminlerde bulunabileceğini düşünmüşlerdir. Cahiliye dönemi boyunca İnsanlar günlük sıkıntılarına ve geleceğe dair problemlerine çözüm bulmak için kâhinlere danışmışlar ve onların günlük sıkıntılara ve gelecekle ilgili sorunları bilip çözüm üreteceklerine inanmışlardır. Cahiliye döneminde kâhinlere büyük saygı duyulmakta ve sorunların çözümünde hakem tayin edilmekteydiler. Birbirinden davacı olan iki kişi kâhini hakem kabul edip başvurdukları zaman kâhin fal okları çekmek suretiyle davacı iki kişinin sorunlarını halletmeye çalışırdı. Kâhinler, bu görevi yerine getirdikleri zaman Hulvân adı verilen bahşiş alırlardı. Bununla birlikte Araplar kehânete çok önem verdikleri için, kâhinlerin her şeye güçlerinin yettiğine inanmaktaydılar. Kâhinleri aralarında danışman, rüya yorumcusu olarak görüp sorunlu bir işleri varsa onlara danışır, anlaşmazlıklarının çözümü için kararlarına başvururlardı. Hastalarını tedavi eder, rüyalarını yorumlar geçmiş ve geleceğe dair gayb bilgisini kâhinlerden öğrenmek isterlerdi. Bu bağlamda Cahiliye devrinde Araplarda Kâhin, Kehânet ve türleri ele alınmış ayrıca Cahiliye döneminde Araplarda Kehânet anlayışı ile ilgili bilgiler verilmiştir. İslâm’dan önceki Araplar’ın kehânet inaçları üzerinde durulmuştur. Ayrıca Cahiliye Devri’nde Araplarda kehânetin önemine değinilmiştir. Bununla birlikte Cahiliye devrinde Araplarda kehânetin esasları ve kâhinliğin tarihi hakkında genel bilgiler verilmeye çalışılmıştır.

Prediction and soothsaying in pre-islamic age of ignorance in the Arabs

The prophecy that holds an important place in the social life of ancient societies has played an important role in determining the life style of the Jahiliyyah period. During the period of Jahiliyyah, due to the cleansing of soothsayer’s creation and temperament the Arabs thought that soothsayer could make predictions about the future. Throughout the Jahiliyyah period, people consulted the oracles to find solutions to their daily and future problems and believed that they could overcome difficulties. The soothsayer’s were respected in Jahiliyyah period and the soothsayer’s were appointed an arbitrators to solve the problems. When two people, were plaintiffs from each other, accepted the soothsayer as an arbitrator, and the soothsayer attempted to settle the problems of two people by pulling the arrows. When the oracles did this task, they received a tip called hulvân. However, since the Arabs gave great importance to prophecy, they believed that the soothsayer’s were capable of all things. They saw the oracles as consultants, dream interpreters, and if they had a problematic job, consulted them and made decisions to resolve their disputes. During the period of Jahiliyyah they treated their patients to the soothsayers and they interpret their dreams, and learn about the past and future knowledge of the unseen from the soothsayers. In this regard,  soothsayer, prediction and type of predictions in pre-islamic age of ignorance in the Arabs was discussed and also it was given information and comprehension of prediction in the Arabs during the period in pre-islamic age of ignorance. Also it was emphasized about the prophecy beliefs of Arabs before Islam. However, the prophecy beliefs of Arabs is also mentioned. In this context, it has been tried to give general information about the principles of the prophecy and history of soothsaying in pre-islamic age of ignorance.

___

  • ABDULKADİROĞLU, Abdulkerim (1987), “Kastamonu’da Halk İnançları”, III.Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, IV, Ankara, s. 1-18.AKIN, Haydar (2001), Ortaçağ Avrupasında Cadılar ve Cadı Avı, Ankara.BLUMENTHAL, P. J. (1986), “Fal ve Kehanet Nedir?”, Bilim ve Teknik Dergisi, Ankara. DAVUDOĞLU, Ahmet (1980), Sahih-i Müslim Tercemesi ve Serhi, I-XI, İstanbul. DEMİRHAN, Ayşegül (1982), Kısa Tıp Tarihi, Bursa.(1987), “Anadolu’da Sarılık Hastalığı”, III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, IV, Ankara, s. 47-57. CÂHIZ, Ebû Osman Amr b. Bahr b. Mahbûb el-Kinânî el-Leys (1969), Kitâbü’l-Hayevân,I-VII, 3. bs. Beyrut. (1968), el-Beyân ve’t-Tebyîn, I-II, Beyrut.CEVAD ALİ (1993), el-Mufassal fî Tarihi’l-Arab Kable’l-İslam, I-X, Bağdat. ÇELEBİ, İlyas (2001), “Kâhin”, DİA, XXIV, İstanbul, s.171-172. (2001), “İyâfe”, DİA, XXIII, İstanbul, s. 497.(1995), “Fal”, DİA, XII, İstanbul, s. 138-139. ÇELİK, Ali (1995), İslâm’ın Kabul veya Reddettiği Halk İnançları, İstanbul.ÇAĞATAY, Neset (1963), İslâm Öncesi Arap Tarihi ve Câhiliye Çağı, Ankara. (1963), Cahiliye Çağı ve Hz. Muhammed’in Hayatı, 2. bs.ES‘AD, Mahmud (1983), İslâm Tarihi (haz. Ahmet Lütfi Kazancı-Osman Kazancı), İstanbul.EZRÂKÎ, Ebü’l-Velîd Muhammed b. Abdullah (1979), Ahbaru Mekke vemâ Câe fîhâ Mine’l-Âsâr (thk. Rüsdü es-Sâlih Melhese) 3. bs. I-II, Beyrut.İBN HALDÛN, Ebû Zeyd Veliyyüddîn Abdurrahmân b. Muhammed (1981-1988), Târihüİbn Haldûn-Kitâbü’l-İber ve Dîvânü’l-Mübtede’ ve’l-Haber fî Eyyâmi’l-Arab ve’l-Acemve’l-Berber ve men Âsârahûm min Zevi’s-Sultâni’l-Ekber (thk. Halîl Sehâdât-SüheylZekkâr), I-VIII, Beyrut.GRAFTON, Anthony (2004), Yıldızların Efendisi (trc. Zuhal Bilgin), İstanbul.TANBAĞ, Zeynel Abidin (2004), Cin, Sihir, Büyü, İstanbul.FISCHER, A. (1986), “Kâhin”, iA, VI, İstanbul, s. 71-73.HAMİDULLAH, Muhammed (1995), İslâm Peygamberi (trc. Salih Tuğ), 5. baskı, I-II, istanbul. (1985), el-Vesâiku’s-Siyâsiyye li Ahdi’n-Nebevî ve’l-Hilâfeti’r-Râsid, 5. baskı, Beyrut.HARMAN, Ömer Faruk (2001), “Kâhin”, DİA, XXIV, Đstanbul, s. 170-171. (1991), “Arim”, DİA, III, İstanbul, s. 373-374.iBN FÂRİS, Ebü’l Hüseyn Ahmed b. Fâris b. Zekeriyyâ b. Fâris (1984), Mücmelü’l-lüğa (thk. Abdülmuhsin Sultan), I-IV, Beyrut. 107iBN HACER, Ebü’l-Fazl Sihâbüddîn Ahmed b. Ali el-Askalâni (1990), es-Sihr ve’l-Kehâne ve’l-Hased, Kahire.iBN KESÎR, Ebü’l-Fidâ’ İmâmüddîn İsmâîl b. Ömer b. Kesîr b. Dav’ b. Kesîr b. el-Kaysî el-Kuresî el-Busravî ed-Dımeşkî es-Safî (1997-1999), el-Bidâye ve’n-Nihâye (thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), I-XXI, Cîze. (1976), es-Sîretü’n-Nebeviyye (thk. Mustafa Abdülvâhit), I-IV, Beyrut. (1984), Tefsîru’l-Kur’ân’i’l-Azîm (thk. Muhammed İbrahim Bennâ ve dğr.), I-VII, İstanbul.iBN KUTEYBE, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim b. Kuteybe ed-Dîneverî (1969), el-Meârif (thk. Servet Ukkâse), 2. bs. Kahire.iBN MANZÛR, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensarî (1980-1990),Lisânü’l-Arab, I-XVI, Beyrut.iBNÜ’L-CEVZÎ, Cemâlüddîn Ebü’l-Ferec Abdurrahman b. Ali Muhammed b. Cevzî(1992), el-Muntazam f’î Târihi’l Mülûk ve’l-Ümem (thk. Muhammed AbdülkâdirAhmet Atâ-Mustafa Abdülkâdir Atâ), I-XVIII, Beyrut.iBNÜ’L-ESÎR, İzzeddîn Ebü’l-Hasan Ali b. Ebi’l-Kerem Muhammed b. Muhammed b.Abülkerîm b. ĐAbdulvâhit es-Seybânî (1992), el-Kâmil fi’t-Târîh (thk. Carolus Johannes Tornberg), I-XIII, Lübnan.KALKASANDÎ, Ebü’l-Abbas Sehabeddin Ahmed b. Ali (1987), Subhü’l-A’sa fî Sınâati’l İnsâ (thk. Muhammed Hüseyin Semseddin), I-XIII, Beyrut.KÂTiB ÇELEBi (1971), Keşfü’z-Zünûn an Esâmi’l-Kütübî ve’l-Fünûn, I-II, İstanbul.KARDÂVÎ, Yusuf (2001), Mevkûfü’l-İslâm, Lübnan.MACDONALD, D. B. (1998), “Firâset”, iA, IV, istanbul, s. 640. “Kıyâfet”, iA, VI, istanbul, s. 775-776.ÖZTÜRK, Levent (2001), Hz. Peygamber Döneminde Sağlık Hizmetlerinde KadınlarınYeri, istanbul.ÜNVER, Süheyl (1934), Tıp Tarihi, İstanbul.SERDAROĞLU, Ümit (1986), Eskiçağda Tıp, İstanbul.NASUHiOĞLU, İlhami (1975), Tıp Tarihine Kısa Bir Bakış, 2. bs. Ankara.LEWİS, Paul (1998), Tıp Tarihi (trc. Nilgün Güdücü), İstanbul.RIVERS, W.H.R. (2004), Tıp, Büyü ve Din, İstanbul.MES‘ÛDÎ, Ebü’l-Hasan Ali b. Hüseyin b. Ali (1973), Mürûcü’z-Zeheb ve Meâdînü’l-Cevher (thk. Muhammed Muhyiddîn Abdülhamîd) I-IV, Beyrut.TAŞKÖPRÜZÂDE (1985), Miftâhü’s-Saâde ve Misbaü’s-Siyâde, I-II, Lübnan.ULUDAĞ, Süleyman (1997), “Hâtif”, DİA, XVI, İstanbul, s. 467.TABERÎ, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerir b. Yezîd (2003), Tefsîrü’t-Taberî (Câmiu’l- Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’an) (thk. Abdullah b. Abdülmuhsin et-Türkî), I-XXVI, Riyâd. YA’KÛBÎ, İbn Vâzıh Ahmed b. İshâk b. Ca‘fer el-Yâkubî (1985), Târîhü’l-Ya’kûbî, I-II.