Etnik Sorun-Dış Politika İlişkisi Bağlamında Kürt Sorununun Türk Dış Politikasına Etkileri

Soğuk Savaş sonrası Türk dış politikasını etkileyen önemli faktörlerden birisi de Kürt sorunudur. Gerçekten de Kürt sorunu Türk dış politikasının genel vizyonu, iç dinamikleri ve ikili ilişkileri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Özellikle sorunun bir yandan ulusal birlik ve ülkesel bütünlüğe yönelik tehdidi öte yandan uluslararası boyutu onu acil çözüm bekleyen en önemli dış politika sorunu haline getirmektedir. Ayrıca Kürt sorununun yabancı aktörlerin Türkiye’nin içişlerine karışmalarına zemin hazırlayarak aleyhine kullanılabilecek bir koz olması Türkiye’nin uluslararası alandaki imkân ve yeteneklerini daraltmaktadır. Ortadoğu ve Batı’yla ilişkilerde büyük zorluklara yol açması da konunun Türk dış politikasındaki önemini artırmaktadır. Sonuçta bu sorunlar demeti Türkiye’nin uluslararası konumunu olumsuz etkileyerek Türk dış politikasını birtakım açmazlara, hatta orta ve uzun vadede ulusal çıkarları ve güvenliği açısından büyük riskler içeren politikalara mahkûm etmektedir

One of the important factors that have affected Turkish foreign policy in the postCold War period is the Kurdish problem. The Kurdish problem, indeed, has a great impact on the general vision, internal dynamics and bilateral relations of Turkish foreign policy. Particularly, the threat it has created for national unity and territorial integrity as well as its international dimension have made it the most important problem of the foreign policy, which needs to be solved urgently. Besides, the fact that Kurdish problem serves as a suitable tool to be used against Turkey by paving the way for foreign power involvement in Turkish internal affairs restricts capacities and capabilities of Turkey in the international arena. Great difficulties caused by the issue in Turkey’s relations with the Middle Eastern and Western countries also underline its importance in the Turkish foreign policy. Consequently, by affecting international position of Turkey, the cluster of these problems create a certain number of deadlocks in its foreign affairs, and even impose on it foreign policies that involve big risks in terms of national interest and security in the mid and long term