Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) iktidara geldiği 2002’den bu yana özellikle son beş yılda Türkiye ile körfez ülkeleri (Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt) arasındaki ilişkiler nitelik değiştirerek gelişmeye devam etmektedir. Türkiye’nin körfez ülkeleri ile ilişkileri iki ana eksen üzerinde durmaktadır. Bunlardan birincisi Türk işadamlarının bu ülkelerdeki yatırımlardan olabildiğince yararlandırılması ve Arap sermayesinin Türkiye’ye çekilmesidir. İkincisi ise Türkiye körfez ülkeleriyle işbirliğini inşaat sektörü gibi geleneksel alandan daha stratejik; enerji, fon finansmanı ve askeri alanlarda işbirliğine kaydırmayı istemektedir. Türk Hükümeti bu bağlamda Arap fonlarının Türkiye’de yatırım yapmasını önemsemektedir. 2002’den bu yana körfez ülkeleri ve Türkiye arasındaki diplomasi trafiğinin artmasına paralel olarak Türk müteahhitlerinin bu ülkelerde aldıkları projelerin kapasitesinde ve değerinde önemli bir artış göze çarpmaktadır. Burada bir örnek verilecek olursa Türk firmaları 2004 yılında Katar’dan 96 milyon Amerikan doları değerinde toplam bir proje alabilirken, Türk müteahhitleri 2007’de iki milyar Amerikan doları tutarında 12 projeye imza atmıştır. Türk diplomasisi körfez ülkeleriyle ilişkisini özellikle finans piyasası, askeri ve bilimsel alanlarında kuvvetlendirmek istemektedir. Türkiye’nin son dönemde söz konusu bölge ülkeleriyle kültürel alanda işbirliğine özel bir önem verdiği görülmektedir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Şubat 2009’da Suudi Arabistan’a yaptığı ziyarette, Ankara ile Cidde arasında “Turizm İşbirliği Mutabakat Zaptı” imzalanmıştır. Bundan başka eğitim ve bilim alanında iki ülke ilişkilerinin gelişmesinde önemli bir rol oynayacak Suud Üniversitesi ile TÜBİTAK ve İstanbul Teknoloji Üniversitesi arasında bilim ve “Teknoloji Alanında İşbirliği Protokolü” yapılmıştır. Bu bağlamda vurgulanması gereken bir diğer gelişme ise, Kuveyt Üniversitesi’nde Türkoloji bölümü açılmasına karar verilmesidir.