Ankara’nın Eski Bağevleri

Ankara, modern ve sorunlu bir başkent. Yaşamın kolaylıkları yanında doğanın fakirliği gibi büyük bir sorunu var. Yapılaşma yönünden çok yeknesak görünümlü Ankara, aslında eski bir kenttir ve eski kent dokusu birçok Anadolu şehrine göre daha iyi korunmuş durumdadır. Ancak Ankaralılar bu eski dokuyu yeterince tanımıyor ve günlük tekdüze yaşamı renklendirmek için bu olanaktan çok yararlanmıyorlar. Eski Ankara’nın oldukça korunmuş olmasında kuşkusuz özel bir itina söz konusu değil; sadece kentin iş merkezinin güneye kayması bunu sağlamıştır. Ama bu arada kentin eski bölümü de bir çöküntü mıntıkası hâline gelmiş, yapsatçıya verilmeye değer görülmeyen eski binalar yıkıma terk edilmiştir. Bunların içinde sadece ahşap veya yığma Ankara tipi evler değil; yüzyılın başına ait kagir binalarla 1920’ler ve 1930’larda yapılan neoklasik konutlar da var. Özellikle Hacıbayram civarı ve Hacettepe, Hamamönü gibi semtlerde bunun örnekleri görülür. Halin civarındaki Çerkes Sokak ve Suluhan, eski Ankara ve Anadolu çarşılarının canlı bir örneği. Hatta Atpazarı yapısal özelliklerini iyice korumuş bir durumda. Ama aynı şey Denizciler Cadddesi civarı için söylenemez, hele Merkez Cezaevi’nin civarı ve Ulucanlar Caddesi üzerindeki Cenâbî Ahmet Paşa (veya Yeni Cami)’nin bulunduğu kesim oldukça değişmekte. Eski Ankara’nın muhafazakâr ve zamanın rüzgârlarına dayanan kesimleri var. Civardaki bazı kaza merkezleri de öyle. Ama 1940’lar ve 1950’ler mimarisinin örnekleri gene de süratle tükeniyor. Oysa bunların bazıları bilinçli ellerde refah ve konforun gereklerine uydurulabilerek yaşanacak bahçeli binalar olabilirdi.
Anahtar Kelimeler:

Ankara, Bağevleri

Ankara’nın Eski Bağevleri

Ankara, modern ve sorunlu bir başkent. Yaşamın kolaylıkları yanında doğanın fakirliği gibi büyük bir sorunu var. Yapılaşma yönünden çok yeknesak görünümlü Ankara, aslında eski bir kenttir ve eski kent dokusu birçok Anadolu şehrine göre daha iyi korunmuş durumdadır. Ancak Ankaralılar bu eski dokuyu yeterince tanımıyor ve günlük tekdüze yaşamı renklendirmek için bu olanaktan çok yararlanmıyorlar. Eski Ankara’nın oldukça korunmuş olmasında kuşkusuz özel bir itina söz konusu değil; sadece kentin iş merkezinin güneye kayması bunu sağlamıştır. Ama bu arada kentin eski bölümü de bir çöküntü mıntıkası hâline gelmiş, yapsatçıya verilmeye değer görülmeyen eski binalar yıkıma terk edilmiştir. Bunların içinde sadece ahşap veya yığma Ankara tipi evler değil; yüzyılın başına ait kagir binalarla 1920’ler ve 1930’larda yapılan neoklasik konutlar da var. Özellikle Hacıbayram civarı ve Hacettepe, Hamamönü gibi semtlerde bunun örnekleri görülür. Halin civarındaki Çerkes Sokak ve Suluhan, eski Ankara ve Anadolu çarşılarının canlı bir örneği. Hatta Atpazarı yapısal özelliklerini iyice korumuş bir durumda. Ama aynı şey Denizciler Cadddesi civarı için söylenemez, hele Merkez Cezaevi’nin civarı ve Ulucanlar Caddesi üzerindeki Cenâbî Ahmet Paşa (veya Yeni Cami)’nin bulunduğu kesim oldukça değişmekte. Eski Ankara’nın muhafazakâr ve zamanın rüzgârlarına dayanan kesimleri var. Civardaki bazı kaza merkezleri de öyle. Ama 1940’lar ve 1950’ler mimarisinin örnekleri gene de süratle tükeniyor. Oysa bunların bazıları bilinçli ellerde refah ve konforun gereklerine uydurulabilerek yaşanacak bahçeli binalar olabilirdi.
Keywords:

Ankara, Bağevleri,

___

  • Ortaylı, İ. (1990). Ankara’nın Eski Bağevleri. Ankara Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, Ekim 1990, ss. 63-65.