Balkan Yarımadası farklı bakış açılarından bakıldığında; hem çeşitli ulus, dini grup, kültür ve farklı etnik dillerin oluşturduğu bir mozaik hem de karmaşık bir bulmaca olarak görülebilir. Elli yılı aşkın bir süredir bölgede hâkim olan komünist politik yaklaşımlar ve diktatoryal militarist komünist rejim sebebiyle; buradaki uluslar, acilen çoklu kültür, çoklu etnik çerçeve ve genel çeşitlilik bakımından önyargısız bir epistemik yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır. Bir balkan ülkesinde doğmuş ve yetişmiş biri olarak; ben Balkanlardaki her sosyal grupla oldukça yakın oldum. Buradaki ulusların özgürlük ve barış yanlısı, şiddet karşıtı reformlar konusunda oldukça kararlı olduklarına ve bu hedefe kısa bir zaman dilimi içinde ulaşabileceklerine inanıyorum. Bu konuda tek ihtiyaçları olan şey, çağdaş demokratik standartlarda bir eğitim anlayışıdır. Demokratik standartlarla kastedilen; bir kişinin kendi kültürü de dâhil tüm kültürlere eşit mesafede olduğu ‘’kültürel tarafsızlık’’ ilkesine dayalı bir eğitim şeklidir. Burada ihtiyaç duyulan; karşılıklı saygının esas olduğu, çoklu kültürlü ve çok etnik kökenli toplumlarda yaşamanın avantajlarını ve önemini açıkça gösteren bir eğitim felsefesidir. Tüm bu sorunlar Osmanlı İmparatorluğu ve Komünizm felsefeleri altından yapılan analizlerde, araştırmanın sonraki bölümlerinde ele alınacaktır.