A Christian Printer in Selanik under Trial in the City’s Tanzimat Council in the Early 1850s: Kiriakos Darzilovitis and his Seditious Books

The present article deals with Kiriakos Darzilovitis, a Greek-educated Slavophone and the second Christian printer of Selanik. This article touches on some of the main points in Kiriakos’s biography, with two main stations: first, his trial by the city’s Tanzimat council because of the seditious books he was accused of printing; and second, the closure of his bookstore some years later, orchestrated by two Orthodox metropolitans and the local Ottoman authorities. The article follows how an ordinary Ottoman subject was consciously able to create a political niche through different lingual, ethnic identities, citizenships, and even legal jurisdictions. More importantly, Kiriakos’ life story sets an example for the limits of such “navigation.” Indeed, the different governing authorities in the late Ottoman world could punish an individual for not fulfilling the expected commitments of each identity he or she asserted.

1850’lerin Başında Selanik Tanzimat Meclisinde Bir Hiristiyan Matbaacının Yargılanması: Kiriakos Darzilovitis ve Fesat Kitapları

Bu makale Selanik'in ikinci Hristiyan matbaacısı, Yunan eğitimi almış bir Slavofon olan Kiriakos Darzilovitis hakkındadır ve Kiriakos’un hayatındaki bazı önemli dönüm noktalarına temas etmektedir. Bu dönüm noktalarından ilki, şehrin Tanzimat meclisinde zararlı (fesat) kitaplar basmış olması nedeniyle yargılanması; bir diğeri ise, sahip olduğu kitapçı dükkânının bir kaç yıl sonra iki Ortodoks Metropolit ve yerel Osmanlı otoriteleri eliyle kapatılmasıdır. Bu makale bir Osmanlı tebaasının farklı dilsel, etnik kimlikler ve vatandaşlıklar ve de farklı yargı yetki alanları arasında kendine bilinçli bir biçimde nasıl manevra alanları yarattığının izlerini sürmeyi hedeflemektedir. Daha önemlisi, bu yazı Kiriakos'un kimlikler arasındaki bu yolculuğunun sınırları olduğunu, otoritelerin onun yüklenmek istedikleri kimliklerin gereklerini yerine getirmediği ölçüde cezalandırıcı bir rol üstlendiğini ortaya koymaya çalışmaktadır.