Heidegger Felsefesinde Fenomenoloji, Varlıkbilim ve Tarih

Bilindiği gibi, Heidegger’e göre felsefenin birincil görevi Varlığın sesini işitmektir. Çünkü Varlığın anlamı Batı düşüncesinin felsefi geleneği tarafından unutulmuştur. Yalnızca insan Varlık sorusunu sorabilir. Bu olgu yalnızca insanın Varlığın anlamını anlayabileceğini imler. İnsan, içinde zihnin tüm öteki bilişsel yetilerinin işleyebileceği Varlığın bir ön-anlayışına sahiptir. Dolayısıyla, varolmak Varlığa açık olmaktır. İnsan, sayesinde Varlığın sesini işitebileceği bu açıklık içerisinde yaşar. Böylece felsefenin gerçek yöntemi fenomenolojik varlıkbilimdir. Fenomenolojik varlıkbilim, kalkış noktası olarak Dasein’in varoluşsal çözümlemesini alır. Dasein daha şimdiden dünya içerisindedir ve kendini kendi zamansallığı içinde anlar. Geçmiş, şimdi ve gelecek Dasein’in zamansallığını oluşturur. Böylece insan Varlığının tarihsel olduğu söylenebilir. Aşağıdaki makale insanın tarihsel karakterini ve onun varoluşsal yapısını inceleyecektir

PHENOMENOLOGY, ONTOLOGY AND HISTORY IN THE PHILOSOPHY OF MARTIN HEIDEGGER

As is well known, for Heidegger, it is principal task of philosophy to hear voice of Being. Because, the sense of Being has been forgotten by philosophical tradition of western thought. Only man can ask the question of Being. This fact implicates that only man can understand the sense of Being in which all other cognitive faculty can operate. So, to be is to be open to Being. Man lives in this openness by means of which he can hear voice of Being Thus, the true method of philosophy is phenomenological ontology. Phenomenological ontology takes as his point of departure the existential analysis of Dasein. Dasein is already in the world and understands himself in his temporality. Past, present and future constitute Dasein’s temporality. Human Being, thus, can be said to be historical. The article below will examine historical character of Dasein and his existential structure.