Kadı Davası-Temel Anayasal Değerler ve Milletlerarası Hukuk Arasında Bir Denge Sağlanabilir Mi ?

Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Kadı Kararı ciddi tartışmalara neden olmuştur. Divan’ın düalist yaklaşımı, kendisinin milletlerarası kamu hukukuna geleneksel bağlılığına sadakatsizlik ve ulusalcılık geleneğinin içine dahil olma olarak tanımlanmıştır. Ancak biz insan haklarının korunması yolunda yeterli tedbirlerin alınması halinde Divan’ın, Güvenlik Konseyi Kararlarına öncelik tanıyarak yeni bir açılıma işaret ettiğini ileri sürmekteyiz. Daha da ötesi, Güvenlik Konseyi etkili bir gözden geçirme mekanizmasını kabul ederek bu konudaki tartışmalarda güçlü bir konuma geçmiştir. Ancak bu gözden geçirme mekanizması AB ve BM hukuk sistemlerindeki tüm muhtemel ihtilafları sonlandırmamakla birlikte yargı organlarının farklı yönlerde kararlar ortaya koymaları riskini azaltacaktır.

Juliane KOKOTT** ve Christoph SOBOTTA***

The Kadi judgment of the European Court of Justice has provoked severe criticism. The Court’s dualist approach was described as unfaithful to its traditional fidelity to public inter-national law and inserting itself in the tradition of nationalism. However, we argue that the Court indicated a possible opening to allow for precedence of Security Council measures, if sufficient safeguards for human rights are created. Moreover, it seems that the Security Council has risen to the challenge by introducing a strong review mechanism. Though this mechanism cannot exclude all possible conflicts between EU and UN law, it can significantly reduce the risk of divergent decisions.