FOUCAULT VE İRONİK ÖZGÜRLÜK

Günümüz siyasî düşüncelerinin hiçbiri özgürlük ve eşitlik kavramlarını yok saymak ve bu kavramlara muhalif bir söylem sergilemez. Ancak iki kavram birbirinin varlık sebebi olarak gözükse de, özgürlüğün daha başat bir pozisyonu olduğu söylenebilir. Zira, birey ya da topluluklar ancak özgür olduklarında eşit olduklarını deneyimleyebilirler. Özgürlüğün olmadığı bir ortamda kişi ve/veya kişilerin eşit olmaları, düşünce ötesine gidemediği için bir anlam ifade etmez, çünkü söz konusu olan, ifade özgürlüğü ile desteklenmeyen bir eşitliktir. Yani sözde eşitliktir; özgür olduğunu zanneden kişinin kendini kandırmasıdır. Kişi veya topluluklar eşit olup özgür olmamaları, zengin olup paralarını harcama imkanı bulamamalarına benzer. Foucault, ait olduğu kültürde gördüğü bu sözde kalmış kavramları, içeriden biri olarak eleştirmiş ve herkesin dilinde olan özgürlüğün ironik bir niteliği olduğunu göstermeye çalışmıştır. Bu makalede, Foucaultun bu çabası, düşünce yapısını oluşturan temel kavramlar ışığında ele alınmaktadır.

FOUCAULT AND IRONIC FREEDOM

Today no political approach ignores the concept freedom and equality and does not stand against them. However although these two concepts seems to be the purpose of existence of each other, it can be admitted that freedom has a relatively dominant position. This is because an individual or communities can experience equality providing that they are free. Where there is no freedom, it makes no sense that individuals and/or communities are equal. This equality is not supported by freedom, so it is socalled equality. Those who think that they are equal just seduce themselves. This is like being rich but not having opportunity to spend money. Foucault criticized these socalled concepts in his own society and tried to show as an insider how ironic freedom it was. In this paper this effort of Foucault is handled through the main concepts in his thought.