BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI VE HARP VERGİSİ

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik ve siyasi olarak zor bir döneminde başlamıştır. Özellikle ekonomi, savaş öncesinde içinden çıkılmaz durumdadır. Artan askeri harcamaları karşılamak için borçlanma seçeneği tükenince vergi seçeneği tercih edilmiştir. Bu politikanın bir yansıması da Birinci Dünya Savaşının hemen öncesinde kabul edilen ve seferberlik sonrasında kanunlaşan Harp Vergisi'dir (Tekalif-i Harbiye). Harp Vergisi uygulaması, her ne kadar adı itibariyle bir vergi olsa da verginin bazı özelliklerini taşımadığı için daha ziyade mali bir yükümlülük, hatta bir anlamda iç borçlanma karakterine sahiptir. Harp Vergisi'nin özellikle muğlak bir düzenleme olduğu ve kanunların geriye yürümesine yönelik hukuki güvenlik ilkesini zedelediği ifade edilebilir. Ancak, fevkalade zamanlara fevkalade tedbirlere başvurulması, Harp Vergisi uygulamasının eksik ve hatalı yanlarını bir anlamda perdelemektedir

THE FIRST WORLD WAR AND THE WAR TAX

The first World War started during the times when Ottoman Empire was facing serious difficulties both economically and politically. In particular, it was very tough for Ottomans to overcome the economic downturn that they have encountered. In order to meet the increasing deficit in military spendings, taxing was opted since the Ottomans could no more go into debt. One of the outcomes of this decision was the War Tax (Tekalif-i Harbiye) which became a law just before the outbreak of the First World War. Although the practice of War Tax was called as tax, it failed to match the definition of taxing. It was more like a monetary liability or a domestic debt to be collected. It can be stated that the War Tax was an ambiguous practice in broad terms and it harmed the principle of non-retroactivity of laws. However, resorting to extraordinary measures for extraordinary times, missing the War Tax practice and a sense of the incorrect side curtains.